Büyük nüfuz sahibinin fikirlerinden azad olmak için iki bin yıl lazım oldu. XVII yüzyılda, ilk defa, fizik bilimi meydana geldi ve kısa bir sürede eski natürel felsefeni sıkıştırıp aradan çıkardı. Bu yeni bilim halis soyut yargıya değil, tecrübeye ve matematiğe istinad ediyordu. Ve Aristoteles`in fikri bu bilimin
denemeleri karşısında tab getiremedi.Lakin Demokritos ise bu sınavdan geçebildi.Fakat, sonralar göreceğimiz gibi, bu varsayımın başlangıç şeklinden, neredeyse, hiçbir şey kalmamıştır.
Atomlar hakkında unutulmuş fikri yirmi yüzyıldan sonra fransız filozofu ve eğitimcisi Pyer Gassendi (1592-1655) hayata döndürdü ve bunun için de kilise tarafından takiplere maruz kaldı: ortaçağın gelenekleri yalnız varsayımları değil, hem de herkes tarafından kabul edilmiş ahkamlara aykırı çıkan ciddi bilimsel faktları (gerçekleri) de takip ediyordu. Bunula birlikte, atom varsayımını o zamanın bütün öncü bilim adamları kabul ettiler. Hatta ünlü "Varsayımlar kurmuyorum" sloganının sahibi Nuton da inandı ve bunu kendi bildiği şekilde "Optik" kitapının 3. ciltinin sonunda tasvir etti.
Aristoteles`in değil, Demokritos`un haklı olduğunun ilk eyani (görsel) kanıtı İskoçya botaniği Robert Braun (1773-1858) tarafından tespit edildi.
1827. yılın yazında Braun`un dikkatini böyle bir şey çekti: bitkilerin tozcukları belirsiz gücün etkisi altında suda serbest hareket ediyordu. Braun, "Bitkilerin tozcuklarında olan parçacıklar üzerinde 1827 yılının Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında yapılan mikroskobik gözlemler; organik ve inorganik cisimlerde aktif moleküllerin bulunması hakkında kısa rapor" adlı makale çıkardı.
Onun yapmış olduğu deney önce şüpheler doğurdu. Olayı güya organik moleküllere mahsus neyse "canlı bir kuvve" ile izah etmeye çalışan Braun`un kendisi bu şüpheni daha da derinleştirmişti. Doğaldır ki, "braun hareketinin" böyle düz-düzüne izahı alimleri tatmin etmedi ve onlar bunu öğrenmek için yeni yollara el attılar. Hollandalı Karbonel (1880) ve fransız Güi (1888) bu alanda daha çok iş gördüler. Onlar esaslı tecrübeler koydular ve öğrendiler ki,braun hareketi harici tesirlerden aslı değildir, bu hareket yılın ve günün istenilen zamanında aynı derecede gözlemleniyor.
Söylemek gerekir ki, bu ilginç hareket ilk zamanlar dikati çokda çekebilmemişti. Hatta bazı alimlerin bundan haberi olmamıştı ve bazılarıysa bu olayı toz parçacıklarının Güneş ışınlarındaki hareketlerine benzer sayıp, onu ilgisiz hesap ediyorlardı. Yalnız kırk yıldan sonra, mikroskopla görünen zerreciklerin sıvı içerisinde düzensiz hareketinin sıvının görünmez küçük parçacıklarının tesadüfi darbeleri sonucunda oluşması hakkındaki görüşler de, muhtemelen, ilk defa formalaştı...
Bundan sonra atomistikanın taraftarlarında böyle bir soru meydana geldi: cisimlerin çeşitli olması, Demokritos`un dediği gibi atomlarının da çeşitli olmasını gösteriyor mu? Aydın oldu ki, hayır. Con Dalton kimyasal reaksiyonları hertaraflı inceleyerek, 1808. yılda: element-aynı tinli atomlardan ibaret maddedir-demekle kimyasal element anlayışının ilk defa net tarifini verdi.
Aydın oldu ki, elementler o kadar da çok değiller: o zamanlar kırka kadar element malumdu (şimdi 104 element tanıyoruz). Yerde kalan bütün maddeler moleküllerden-atomların çeşitli birleşmelerinden oluşmuştur... (ardı var)
-
Kuantum Mekaniği, Atomlar #2
Fatima Valizadeh 16:03 0
Kuantum Mekaniği, Atomlar #2 Fatima Valizadeh 16:03
You might also like
İlginizi Çekebilecek
Galaksilerin sayısı
Güneş onun etrafında dönen gezegenlerle birlikte saniyede 250 km hızla galaksinin merkezi çekirdeği etrafında döner.Güneşin haraket yörünges...