Kuantum mekaniği nedir ( Atomlar #1 )

" Kuantum mekaniği nedir ? " sorusuna düşünülmüş şekilde az insan cevap verebilir. Yerde kalanlar ise sadece olarak, öyle düşünüyorlar ki, kuantum mekaniği ( fiziği ) çok zor bir bilimdir. Elbette, bu doğru değildir, lakin böyle bir inam boşuna kök salmamıştır.
Kuantum mekaniğinin mantığı aslında sadedir, lakin yine de, onu öğrenmek için ilk bakıştan bir biriyle hiç bir ilişkisi olmayan bir kaç anlayışı önceden benimsemek lazımdır. Bu anlayışların net sistemi bir birinden değil, uzun süre karşılaştırmalar yapmak ve düşünmek sonucunda oluşur.
  Bunun için zaman ve kuvvet lazımdır.
Eğer siz kuantum hakkında yalnız onun "... sırlı mikro alemin asırlık bilmecesini çözdüğünü", bir de: "... bizim bütün bakış açımızı alt üst ettiğini" biliyorsunuzsa, demek, medeniyyetini ve dilini önceden öğrenmediği, tanıdık olmadığı bir ülkeye seyahat eden turiste benziyorsunuz, turist bu ülke hakkında ne kadar biliyordusa, kuantum mekaniği hakkında da siz o kadar biliyorsunuz: turist her tarafta acele eden, gülen, el-kol atan insanlar görür, bu insanların hareketlerinin maksadı ona malum değildir, ne için şenlendiklerini anlamıyor. Sonuçta ise, seyahatinin hatırasında yalnız tanıdık olmayan dilde yazılmış reklamların elvan renkleri kalıyor. Yani kuantum mekaniği kendisi bir ülkedir ve bunu öğrenmek için onun dilini bilmemiz gerekir.
Böylelikle, kuantum mekaniği nedir? Kuantum mekaniği- atom objektleri ve olaylarının yapısı ( kuruluşu ) ve özellikleri hakkında bilimdir.
Şimdi, başlangıç için bu anlayışı öğreneceğiz: atomlar, şualar ( ışınlar ), kuantumlar.
ATOMLAR: Bugünümüzde çok az insan bulunur ki, Dünya`nın Güneş etrafında döndüğüne inandığı gibi, atomların da varlığına inanmasın. Peki, şimdiki fizik "atom" anlayışına hangi mana veriyor?
Tarihsel açıdansa, Demokritos atom anlayışının yaratıcısı sayılıyor, fakat tarih hem onun öğretmeni Leukippos`u ve daha önce yaşamış kadim hint filozofu Kanada`nı da yad ediyor.
Revayete göre, bir defa Demokritos elinde elma, deniz kenarında taşın üzerinde oturarak, düşünürmüş: " Eğer şimdi ben bu elmayı iki eşit yere bölürsem, bu zaman bende yarım elma kalar; eğer sonra ben bu yarım elmayı da iki yere eşit bölürsem, o zaman onun dörtde biri kalar; lakin sonra ben bu bölünmeyi devam ettirirsem, o zaman bende bu elmanın 1/8, 1/16 vb hissesi kalacak? Belki öyle bir zaman gelecek ki, bi` sonraki bölünme zamanı kalan hisse artık elmaya mahsus özelliklere sahip olmayacak? " Sonralar aydın oldu ki, Demokritosun şüphesinde hakikat varmış. Yetkin düşünce sonucunda o, bu neticeye varıyor ki, böyle bölünmenin hududu vardır ve bu son, daha bölünmeyen zerreciyi atom adlandırmış, kendisinin çıkardığı sonuçlarıysa "Dahi diakozmoz" kitabında vermiştir.
" Kainatın başlangıcı- atomlar ve boşluktur, bütün yerde kalanlar ise yalnız fikirlerde mevcuttur.Dünyalar sonsuz kadar çoktur, onlar zamana göre başlangıca ve sona sahiptirler. Hiçbir şey yoktan var olmur ve yok olmuyor. Atomlar da boyutları ve çokluğu itibarıyla saysız hesapsız olup, kainatın girdaplarında dönerek hareket ediyor, böylelikle, bütün mürekkep şeyler: ateş,su,hava,toprak yaranıyor.Mesele şurasındadır ki,sonuncular bazı atomların birleşmesinin neticesidir.Atomlarsa hiçbir değişikliğe maruz kalmıyor ve dayanıklıkları sayesinde değişilmiyor."
Bu dediklerini Demokritos isbat edemedi- o, sözüne inanmayı teklif etti.Lakin ona hiçkimse,hepsinden önceyse onun çağdaşı Aristoteles  inanmadı.Demokritos öldükte, Makedonyalı İskenderin gelecek öğretmeni Aristotelesin 14 yaşı vardı.Aristoteles Demokritosun dediklerinin aksini öğretti: elmanın bölünmesi prosesini sonsuz olarak, her halde,prinsipce devam ettirmek olur.Bu, hakim telime döndü.Demokritos asırlar boyu yaddan çıkarıldı,onun eserleri ise,neredeyse,esaslı şekilde mahv edildi... ( ardı var )